Çocukluktan yetişkinliğe kadar yaşadığımız pek çok deneyim, kişiliğimizin oluşmasına katkı sağlar. Bu deneyimler, başkalarıyla sağlıklı bağlar ve ilişkiler kurma biçimimize de etki eder. İngiliz psikanalist John Bowlby, çocukluk yıllarında yaşanan bağ eksikliğinin, ilerleyen yaşlarda romantik ilişkilerimize olumsuz yansımalar bırakabileceğini savunuyor.
Bir çocuk, özellikle annesiyle duygusal bağ kurmakta problem yaşarsa, bu genel olarak güvensizlik duygusunun tetiklenmesine yol açabilir.
Bu güvensizlik duygusunun, ikili işlere yansıması da kaçınılmaz olacaktır. Kimi zaman kendisini kaygılı bağlanma olarak gösteren bu durum, zamanla güvenli bağlanma stiline dönüşebilir.
Dr. Akilah Reynolds da çocukluk döneminde yaşanan terk edilme ve yetersiz hissettirilme gibi duyguların, kaygılı bağlanmaya yol açabileceğini belirtiyor.
Kaygılı kişi, terk edilme korkusuyla, partnerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önünde görür. Reynolds, kaygılı bağlanma stilini düzeltmenin ilk adımının belirtileri tanımak olduğunu söylüyor.
Kaygılı bağlanma belirtileri arasında yalnız kalma düşüncesinden yoğun rahatsızlık, başkalarının ihtiyaçlarını kendinden üstün tutmak, düşük öz saygı, reddedilme korkusu, sevgiye layık olmama hissi, kıskançlık ve güvensizlik gibi olumsuz duygular barındırma, başkalarının duygularına karşı aşırı hassas olma ve sınır koymada güçlük çekme gibi belirtiler yer alıyor.
Kaygılı bağlanma stilinden güvenli bağlanma stiline dönüşüm yaşamak mümkün ancak bu noktada kesinlikle bir uzmana danışılmasında fayda var.
Okumaya devam et...